Belki Süphan bir daha her baktığında orda olmayacak,
düzlükte bir heybet sembolü gibi sessizce dertleştiğin bir var olma timsali
olmayacak belki bir daha. Yolculuklar karlar arasından siyah bir şerit
olmayacak belki. Bir daha az sayıda ağacın kıymetli olduğu bu topraklarda bir
yerlere gitme ve gittiğin yere sıkkınlığı,bıkkınlığı tükürüp, yerine anıları
yüklenip hafifleme hissi olmayacak.
Batıya gittiğinde merak bile etmeyenlere anlatamadığın için
onca güzellik içinde sır gibi büyüyecek, hep gelmek, gezmek ama yaşamamak
isteği devam edecek. Belki ilerde zaman olmayacak, belki fırsat, belki para
olmayacak, belki sebep gelmek için. Ama bazılarının elinden tutup “Bunları
görmelisin” arzusu hiç bitmeyecek.
Yol kenarlarında durup şakkıdı şakkıdı oynamak, arabadan çıkınca
üşüyüp binince sıcaklamak, sıkışmak, yorulmak, bağıra bağıra şarkı söylemek,
hep gitmek istediğin ama bir türlü nasip olmayarak kapıdan döndüğün yerlere
sövmek, işte Doğu’da gezmek kısaca, bu kadar zevkli olmayacak. Çünkü “burası
tam da bizim falan yere benziyor” gibi benimseme ihtiyacı kalmayacak artık.
Beklenti olmayacak tanıdık yerlerde. Değişiklik hissi olmayacak. Kendi
coğrafyan diye burayı ötekileştirdiğin yerlerde kendin oldun çünkü, kendini
buldun, buralardaki kendini kaybetme hissi hep anı olarak kalacak.
Anlatamayacaksın. Arkadaşlarına anlattığın memleket hayatın
var ya, onlara burayı yeterince anlatamayacaksın. İyi diyeceksin insanlar için,
coğrafya için soğuk, hatta pis, halkı için artık kendi görüşüne göre bişeyler..
Ama yetmeyecek bi tarafının burda kalması hissi için kelimeler. Alışmışlık için
“kurtuldum bitti” gibi savuşturmalara sığınacaksın, hatta kendine eziyet edip
her giden gibi “oraların kıymetini bilin” diyeceksin kalanlara. Emin ol
diyeceksin. Ama ne dersen de, anlatamayacaksın.
Ömrünün en güzel yılları hep uzak olanlar ya hani, yılların
boşa mı gitti, senden aldı mı, sana bişeyler kattı mı, hep tartacaksın. Ne
gerek varsa tartmaya ikisini de kabullenmek varken? Çeşme’de, Bodrum’da
öğretmenlik yapsan bu kadar değişir miydin? Kendinden verip kendine ekler
miydin? Kızmayacak mıydın sabah kalkmaya? Ayın 15ini beklemeyecek miydin?
İdarecin olmayacak mıydı? Servis gecikirse sinirlenmeyecek miydin? Her yemek
harika mı olacaktı? Gene dönüp dolaşıp aynı yerlere gitmeyecek miydin? Gene farklı
kültürler tanıyıp, gene insanlara tahammül etmeyecek miydin? Herkes aynı
olsaydı büyüyebilecek miydin?
Bundan sonra başlayacak arkadaşlık. İşi düşmedikten sonra.
Gerek kalmadıktan sonra. Uzaklaştıktan, vedalaştıktan sonra. Vefa şimdi var,
hatır, hatırlama. Şimdi bileceksin kimi görmek istiyosun, kimi arkanda bırakmak
istiyosun. Kim seni sorar, kim arar.